Bakışlar, Penaltılar

Başlangıçlarda detaylar hep önemlidir. Kimin ilk konuşmayı yapacağı, ilk buluşmanın nerede olacağı, ilk araba, ilk ev, ilk çocuk… Başlangıçlar beraberinde hep hayal gücünü tetikleyen güçlü yönler barındırdığı için insanlar uzun uzun detaylar hakkında düşünür. Heyecanlıdırlar. Umutludurlar. Çünkü başlangıçta geleceğe dair bir şey söylemiş oluruz. Gelecek ile ilgili bir şey. Bu yüzden kulağımız ve zihnimiz olup biteceklere karşı açıktır ve olanlarında detaylarını hatırlarız. Notlar alırız.


Dünya kupasının başlangıcı da böyle geçti. Oyuncular, geçmiş hikâyeler, anlatılar, olaylar. Ve geleceğe dair sözler. Yakın bir gelecek ile ilgili de olsa turnuvanın sonu ile ilgili düşünceler ve tahminler… Futbol duygularımızı ve düşüncelerimizin çok önemli bir kısmını genişleyen bir şimdiki zan içinde tutabilse de düşüncelerin doğası gereği bir uzantısı gelecekte ne olacağı ile ilgili bir yöne kayarak turnuvayı kimin kazanacağını düşünmeye yönelir. Hikâyenin kazananını öğrenmek isteriz.


Fakat futbol doğası gereği sevilen tutku duyulan her şey gibi hayat gibi öngörülemezdir. Bu öngörülemezligi turnuva başındaki tahminlerde yeniden gördük. İlk tahmin için son 3 yılın turnuvayı tahmin ettiği söylenen oyun konsolosunun tahminlerine bakalım.

Son 16 için 3 ü dışında diğer takımları bilmiş[1] ,fakat takımların sıralamaları ile ilgili çok farklılıklar var ,nitekim daha çeyrek final aşamasında çoğu eşleşmenin yanlış olmasına olmayan takımların çeyrek finale çıkmasına var olan takımların elenmesine yol açmış.


[1] Bu en azından takımların güçleri ile ilgili oyun konsolundaki motorun yani algoritmanın doğru tahminleme yaptığına bir işaret olarak görülebilir.Bir diğer algoritmada  tahminler ilginçti.. BCA Resarch algoritmasına göre  turnuvanın finalinde son yirmi yıla damgasını vuran iki oyuncuyu karşı karşıya getirecek bir tahminde bulundu. Buna göre final Arjantin-Portekiz arasında oynanacak.

Bu algoritmada 2.turlarda 5 yanlış var. Ve  Meksika’ya çeyrek final oynatmış. Yine de E grubu lideri olacağını düşündüğü İspanya’yı  Brezilya ile oynatmış ve Hollanda ile Arjantin’i eşleştirmiş. Kendi tahminlerimde de durum aşağı yukarı aynı. Yine de çeyrek finalde olası bir 7/8 durumu olabilir, ki bunda da Almanya bir hayal kırıklığı yarattı bunun etkisi bariz.

Turnuvanın grup maçlarındaki son günü keyifli geçmişti. Tüm önyargı/ön kabullere rağmen özellikle grup aşamalarının son maçları oldukça heyecanlı skorlara yol açtı. Güney Kore Portekiz’i geriden gelip yenerken Uruguay rahat oynadığı karşılaşmada bir türlü aradığı golü bulamayarak turnuvaya veda etti. Gana avantajlı girdiği son maçlarda Uruguay’a yenilirken 2010’da kaybettiği çeyrek finalin rövanşını almış sayılır mı (son dakikada Uruguay’a geçit vermeyen oyunuyla ) bilinmez ama Suarez’in gözyaşları ve Muslera’nın maç sonunda hakemle olan diyalogu akıllarda kalacak görüntüler oldu. Diğer yandan Xhaka ve Xherdan Shaqiri, bu kez Arnavut kartalı yapmasalar da Sırplara geçit vermediler ve Sırbistan’ı inanılmaz santrafor ikilisine rağmen kupanın dışında bıraktılar. Kamerun ise Brezilya’yı mağlup ederken golü ve sevinç sonrası gördüğü kırmızı kart ile Aboubakar güzel bir veda ediyordu.

 İkinci tur maçları beklenildiği gibi başladı. Hollanda rahat kazandı. Sessiz ama belirli bir plana dair oyunlarıyla Arjantin karşısında ne yapacaklar, göreceğiz. Arjantin ise zaman zaman çok zorlandığı maçta Avustralya’yı yenerken (Aziz Behic golü atsa neler olurdu kestiremiyor insan) Messi kilidi açan bir gol attı. Şansı da yaver giderse yani Muhtemel Brezilya maçına ulaşırsa takım, Arjantin de onun bu oyununa eşlik edebilir. Belki de…

Diğer yandan Fransa kararlı ve  Mbappe’nin sihirli oyunuyla farklılaşan bir tarzda ilerlemeye devam ediyor. Genç yaşına rağmen Dünya Kupasında attığı gollerle 2018’de bıraktığı yerden resitale devam ederken çeyrek finaldeki İngilizler için en büyük tehdidi oluşturuyor. İngilizler ise nispeten tutuk başladıkları turnuvada Senegal direncini art arda buldukları gollerle kırarak Fransa ile karışılacakları maça ulaştılar. Bu maç tarihsel anlamının yanında Southgate ve İngiliz milli takımının özgüveni açısından da bir kırılma/eşik maçı olabilir.

Bir sonraki günün maçlarında Brezilya danslar eşliğinde ve tüm rakiplerine tarihsel büyüklüğünü hatırlatan bir gözdağı vererek kazandı. Japonlar ise Hırvatlar karşısında öne geçerken, oyunun devamında yedikleri gole engel olamadılar ve maç penaltılara taşındı. Penaltılarla ilgili belki uzun uzun konuşmak gerekir ama Japon oyuncular penaltıyı atarken vuruşu topa bakarak yaptıklarını gördüm. Penaltılarda bakışmalar kaleci ve oyuncu arasındadır, bu bakışmalarda topa yer yok. Kaybettiler, Hırvatlar kazanarak Büyük Brezilya’nın rakibi oldu. Bakalım ne yapacaklar. İspanyollar ve Portekizliler de kendilerini çeyrek finale atabilecek mi onu da bugün göreceğiz.

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir