İhsan Oktay Anar’ın uzun bir bekleyişin ardından okuyucuyla buluşan kitabı “Tiamat” ile ilgili okuyan insanlardan aldığım ilk tepkiler genelde kitapta çok fazla teknik terim kullanıldığı ve bir süre sonra bunun okumayı oldukça zor bir hale getirdiği olmuştu. Kitabı okuduğumda bu teknik terimlerin anlatıya bir fren yapmadığını, aksine (bazı terimleri araştırarak, bazılarıyla ilgili tahmin yürüterek ) anlatıya kişisel bir görselleştirme kattığını düşündüm.
Romanda olaylar Abdülhamit sınıfı bir tahtelbahir gemisinde, yani bir denizaltıda geçer .[1] Romanın bu tek mekânındaki çeşitli meşrep ve yaratılıştaki gemi ahalisi akla “Gemide” ve “Sarmaşık” gibi filmleri akla getirirken romanın akışı başından itibaren gizem, korku ve bir noktada post hümanizm ve bilim kurgu sınırlarında gezinmektedir.
Tahtelbahir gemisi bir destroyeri yok ettikten sonra metruk bir şilebe rastlar. Bu tekinsiz (netekin) mekan ve mekandakiler başa gelecekleri imler gibidir. Zira şilebe erzak, alkol ve ganimet bulma umuduyla giden mürettebat bir çok ceset , hastalık ve melanet içeren işaretler arasında bir sandık bulur. Bu sandıkla birlikte kaosu ve belayı da kendi tahtelbahir gemisine getiriler. Bazı mürettebat üyeleri gider ve kafatasları delinmiş birçok cesedin arasında bir sandık bulunur. Ardından bu sandığı tahtelbahir gemisine getirirler. Kapağı yaldızlı, üstünde iki melek temsili bulunan bu sandık Tevrat’ın bir bölümü olan “Çıkış Kitabı”nda geçen ahit sandığını akla getirir.[2] Hikâyenin bu teolojik yönü ve Kuran’ı Kerim’de de tabut olarak işaret edilen bu kutu açıldığında kötülüklerin ve belanın ardı arkası kesilmeyecektir.
Tüm bu gelişmeler içinde mistik mitolojik bir yöne işaret eden roman, tabutun kapağının açılması ve melanetin ortaya çıkmasıyla bilim kurgu bir okumaya da izin verir. Yapay insan söylemi modern duyarlılıktan önce gelen ancak modern zamanların en iddialı argümanları ve tekno-kültürün nihai amaçlarından birini oluşturmaktadır. İleri teknoloji tefekkürlerinde bile yapay insanlar yüzlerce yıllık ebedi ve felsefi mirasa gönderme yapar.
Teknolojik canlandırma kadim hayat verme hikâyelerindeki ilahi varlık ve ruh gibi metafizik kavramları karmaşık bilimsel yöntemlerle anlaşılabilir ve bütüncül ikame etmektedir. Yani ilk sebep ve tasarım fiziksel temellere indirgenerek taklit edilmektedir. Eski mitler gelecekteki teknolojilerin düşleri olarak tanılanabilir. Örneğin İlyada’ı 18.kitabında kendi kendine hareket eden üçayaklı masalardan bahseder Talos hikâyeleri Girit adasının efsanevi koruyucusu metal adamı anlatır ve Daidalos’un kaçmaması içi bağlanan heykelleri vardır. Romandaki yaratıklar mekanik yönleriyle bunları anımsatmıştır.
Romanda sandıktan çıkan jölemsi yaratık vücuda gelip kendisini kömür ve ateşle beslerken insanların kafasına çakılan ve onları kontrol altına alan çivilerde transhumanist argümanda yer alan insan kontrolü fikrinin bir yansımasını oluşturur. Tek mekânda geçen bu sıkışma hikâyesi bir yandan teolojik/mitolojik bir anlatı koyarken ortaya diğer yandan yapay/ insan fikri ile ilgili de alt metinler barındırır. Romanın bir yerinde bu kutu ve yaratık bu akıl ve zekâ için şöyle bir ifade geçer:
“(…) Aptal olarak bilgi karşısında tokgözlüyüz. O bizden zeki olduğu için açgözlü. Bilgi konusunda seçici olmadığı, iştahlı[3] ve şehvetli olduğu için kendi kuyruğunu ona yutturacağız. Zekâsıyla birlikte güveni de arttı.”
Mülayim karakterinin dilinden dökülen bu sözler yapay zekâ ve yapay insan fikrini de akla getirmektedir. Tiamat Babil Mitolojisinde okyanus putu olarak ilk kaosun sorumlusu ve dünyaya egemenlik getirecek kader tabletinin sorumlusudur. Sıkışık tahtelbahir gemisindeki kaousun içinde geçen ve tek solukta okunan bu roman mitolojik/teolojik referanslarının yanında özellikle ilksel teknoloji düşlerini anımsatan yarı mekanik yapay insan ve yapay zeka düşünceleri ile ilgili katmanlı bir düşünsel yapı ve anlatı ortaya koymaktadır
Notlar
[1] Abdülhamit, Osmanlı’da 1886 yılında ilk defa denize indirilen, 1888 yılında ise ilk torpido talimini gerçekleştiren denizaltıdır
[2] Saf altından imal edilmiş olup, üstünde yine saf altından yapılan iki Keruv bulunmaktadır. (Yaratık Golem’i anımsatır.
[3] Veri , büyük veri meselesine yönelik okunabilir.