Bir Futbol Hikayesi : Ölüm Maçı, Efsaneler, Gerçekler…

Bu söz birçok kez kendini doğruluyor hatta cümlenin başındaki önemsizliği kaldırıyor. Bu futbolun sadece futbol olmadığı (ki çoğunlukla böyledir) zamanlarda belirginleşen bir durum Bazı durumlarda savaşa bile ara verdiren oyun[1] savaş dönemlerinde farklı anlamlar taşıyabiliyor.

1936’daki Berlin Olimpiyatları , hem Nazi gücünün bir propaganda gösterisi hem de Aryanların diğer tüm ırklar üzerindeki fiziksel üstünlüğünün bir kanıtı olarak tasarlanmıştı. Yine de dünya Jesse Owens’in[2] muazzam zaferini  ve dört altın madalyasını izledi.

Bu olayın altı sene sonrasında ikinci büyük savaşın Naziler üstünlüklerini göstermek için anayurttan uzakta başka bir gösteriye girişecekti. Fethedilen topraklarda Guntermenschen (alt-insan) kabul ettikleri insanlara karşı idi bu gösteri. Üstünlüğü ispat etmek için bu kez tertiplenen bir futbol maçıydı. Almanlar hava kuvvetlerinden oluşan Flakelf adlı takımla  9 Ağustos 1942’de, işgal altındaki Kiev’deki Zenit Stadyumu’nda, FC Start adlı Ukraynalı oyunculardan oluşan bir ekip – korku içinde esir/yarı esir oyunculardan oluşan bir takıma karşı oynadı.[3] Bu maç daha sonra ölüm maçı olarak anılacaktı. Bu, işgalin gölgesinde “normalliği” göstermek için tasarlanmış, alaycı bir şekilde hesaplanmış bir hareketti.

Maç ile ilgili detaya girmeden önce biraz o zamanki şartlardan bahsetmek gerekiyor. Sovyet Rus döneminde Stalin’in ürettiği paranoya ve Ukrayna nefreti ucu günümüze uzanan bazı olayların gelişmesine sebebiyet verecekti. 1930’ların başında, Stalin’in baskıcı tarım politikası, Ukrayna’da bir kıtlık olan ve sonunda yaklaşık 14 milyon insanın ölümüne yol açan Büyük Açlık’ı üretti. Bununla birlikte ayrıca uygulanan siyasi baskı birçok tutuklama sürgün ve infazı beraberinde getirmişti. Burjuva suçlaması altında etiketlemelerin cadı avının olduğu öğretmenlerin öğrencileri şikayet ettiği öğrencilerin öğretmenleri devrime ihanet ile suçladığı, işe geç gelmenin ya da basit eğlencelerin bile vahim sonuçlar doğurabileceği bir baskı dönemiydi bu.

193O’lu yıllardan itibaren ise futbol oldukça popüler bir hale gelmişti ve birçok Ukraynalı ve Rus için futbol bir rahatlama unsuru olsa da yine de siyasetten bağımsız değildi. Başkent Moskova’da, Luzhniki bölgesinde devasa bir yeni futbol stadyumu inşa edildi. En iyi bilinen Rus takımları Moskova Spartak ve Moskova Dinamo idi. Spartak, Alman Komünist devrimcilerinin adını aldı. Dinamo, sendikalar, gizli polis ve Kızıl Ordu tarafından finanse edildi. Sovyet Rusya’da futbol devlet destekli bir etkinlikti. Ukrayna’nın ise kendi takımı vardı. Dinamo Kiev. İki şehir olan Moskova ve Kiev’deki takımlar arasındaki rekabet, esas olarak Ruslar ve Ukraynalılar arasındaki etnik farklılıklar nedeniyle yoğundu. 1938’de Dinamo Kiev, yetmiş altı gol atarak ulusal ligde dördüncü oldu, ancak 1939 ve 1940’ta kötü performans gösterdikleri için servetlerinde bir düşüş yaşadı. 1941’de, Kiev taraftarları, takımlarının yeni Cumhuriyet’te oynamasını dört gözle bekliyorlardı. Nazilere karşı ilerde zafer kazanacak Kiev takımının oyuncuları aslında öncesinde bir milli mesele olarak Ruslara karşı mücadele içindeydi Fakat sezon çok kısa sürdü. Nazi orduları Haziran 1941’de Sovyetler Birliği’ni işgal etti. Bu, Hitler’in uzun zamandır planladığı Barbarossa Operasyonu adlı Sovyetler Birliği işgalinin ilk hamlesiydi[4]

Bu işgal ile birlikte takımdaki bir çok oyuncu esir edildi.Savaş esiri olarak yaşadıklarından sonra sıska ve başı belada olan Dinamo Kalecisi Trusevich, Dinamo hayranı Iosif Kordik tarafından fırında temizlikçi olarak işe alındı. Kordik, fırının yeni müdürüydü ve Alman kökenli olduğu için orada ayrıcalıklı bir konumdaydı. Fırın, diğer binlerce Rus savaş esiriyle birlikte serbest bırakılan Trusevich için bir sığınak oldu. Ancak özgürlükleri bir yanılsamaydı; savaş esirleri iş sahibi olma ya da apartmanda yaşama izinleri olmadan serbest bırakılmıştı. Almanlar fiilen açlık ve hipotermi yoluyla ölüm politikası uyguluyorlardı. Bir spor tutkunu olan Kordik, daha sonra bir fırın futbol takımı kurma fikrine çarptı ve 1942 Avrupa baharında Trusevich, eski takım arkadaşlarını aramak için Kiev sokaklarını aramaya başladı. İlk keşfi, zorlu kanat oyuncusu Makar Goncharenko’ydu. Önümüzdeki birkaç hafta içinde Dinamo’dan ve eski Lokomotiv Kiev takımından oyuncular iş, yiyecek ve barınak buldukları fırına doğru sürüklendiler. Muhtemelen yeni bir başlangıcın olarak FC Start (Football Club Start) olarak adlandırdı. 7 Haziran 1942’de FC Start, eski Dinamo ve Lokomotiv yıldızlarıyla yerel ligdeki ilk maçını oynadı.[5]

Bu aşamadan sonra eski Kiev takımındn oyuncuların oluşturduğu Fc Start Takımı maçlarına başladı. Doğal olarak bu takımın yolu Nazi ordusunun oluşturduğu Flakelf takımı ile kesişti.Buraya geleme kadar olan süreçte Start takımı diğer Ukraynalı takımlara karşı – Nazi sempatizanlarından oluşan ve onlardan oluşan Ruch dahil – ve ayrıca Almanlara karşı bir dizi maç oynadılar. Her maçı, genellikle ezici skor çizgileriyle kazandılar. FC Start’ın hakimiyeti o kadar fazlaydı ki, Naziler 6 Ağustos’ta Flakelf takımını bir maç için bir araya getirdi, ancak ağır bir şekilde 5-1 kaybettiler.[6]Ölüm Maçı, Almanlar tarafından sadece üç gün sonra planlanan bir rövanştı. Taraflarını “güçlendirdiklerini” ve büyük harflerle okunan hayatta kalan nadir afişlerden biri olarak “intikam” için çıktıklarını tanıtmayı başardılar. Maçın ayrıntıları, haber olmaması (utanmış Almanlar sonucu görmezden gelmek istedi) ve Sovyet dezenfermasyonu sebebiyle çelişkiliydi. 2500 seyirci önünde oynanan maçı FC Start 5-3 kazandı.

Buraya kadar aşağı yukarı net olan hikâye maç sonu ile birlikte bulanık ve belirsiz bir hale gelirken bu maç üzerinden bir efsane oluşacaktı. İddiaya göre Hakemin oldukça yanlı yönetimine rağmen Start takımı ilk devreyi önde bitirdi. Maçın devre arasında bir Nazi Subayı soyunma odasına girdi ve gayet açık bir Rusça ile Start Takımı’na önde olmalarına rağmen maçı kazanmalarının mümkün olmadığını aksi durumda sonuçlarına katlanacaklarını söyledi. Bu anlatıya göre maç sonucunda oyuncular kurşuna dizilmişti. Bu noktada Galeano’nun bu olayı kendi etkileyici üslubuyla anlattığı satırlarına bakalım:

Burada hakemin maçı erken bitirmesi ile ilgili olarak da  Ukraynalı oyuncuların kaleciyi geçtikten sonra dalga geçer gibi (dalga geçerek) gol atmak yerine topu geriye attığından bahsedilir. Peki aslında böyle midir? Yani Ukraynalı oyuncular sırtlarında formalarıyla kurşuna dizilmişler midir? İddiaya göre Nazi birliği olası bir infazda şehirde bir tepki olabileceği, bunun merkez birimlerce hoş karşılanmayabileceği için biraz sabırlı davrandı.

Maçtan birkaç gün sonra çok sayıda Kievli futbolcunun hapse atıldığı biliniyor. Tarihçiler bunun futbol oyunuyla bir ilgisi olup olmadığından şüpheleniyorlar. Oyunculardan biri Sovyet gizli servisi için çalıştı ve sonuç olarak kendini Gestapo’nun pençelerinde buldu. Hapishanede öldü. Kaleci Mykola Trusevych de dahil olmak üzere pek çok kişi Syrets toplama kampına gönderildi, işkence gördü ve daha sonra vuruldu. Kesin koşullar net değil ve oyunun gerçekten “kaybet ya da öl” tehdidi altında bir “ölüm maçı” olup olmadığı da doğrulanmadı. 1970’lerde başlayan ve 2000’li yıllara kadar sonuçlanmayan bir dizi soruşturma da  Ölüm Maçı ile gerçek ölümleri arasında hiçbir bağlantı bulunamadı. Ukraynalı gazeteci Sachar Butyrsky’nin konuyla ilgili söyledikleri de oldukça ilgi çekici. “Efsaneyi herkes biliyor buna rağmen hayatta kalan birkaç oyuncunun görmezden gelinmesi, unutulmuş olması ve kahraman mitolojisinin yok edilmiş olması. “Soğuk savaş sırasında kötü Almanlar’a ihtiyaç vardı “ diyor ” Butyrsky.[7]

Bu maç doğal olarak birçok filme de konu oldu. İlki Sovyet propaganda makinesi tarafından üretilen sayısız işlerden biri olan İkinci Dünya Savaşı’ndan 1962 yapımı  “Üçüncü Kez” filmi. Film  oyuncuları, faşist düşmana karşı hayatlarını riske atan, ancak toplu halde idam edilecek cesur vatanseverler olarak tasvir etmişti ve efsaneyi doğurdu

Yine 1963 yılında acar yönetmen Zoltan Fabri tarafından 1963 yılında çekilen Cehennemde İki Devre filmi de  bu maçtan esinlenmiştir.

Bir diğer Yönetmen Claus Bredenbrock, 2005’te bunu bir belgesel filme konu etti. Görgü tanıkları bulmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. 1973’te, o zamanki Batı Almanya, ölüm maçı ve sonuçlarının ilk kez farkına vardı. O zamanlar Ukraynalı oyuncuların maçtan hemen sonra idam edildiğine inanılıyordu. Hamburg Cumhuriyet Savcılığı, savaş suçlarının işlenmiş olabileceği gerekçesiyle soruşturma başlattı. Soruşturma şu ana kadar bir karara varamadı.

2012 yılında ise bir Rus filmi tartışmalara neden olmuştu. Avrupa Şampiyonası öncesi Andrej Maljukov’un Maç adlı filmi Ukrayna’da ertelendi. 

*** *** ***

70 yıl sonra bir başka felakette Ukrayna futbol takımları yine sahadalar. Geçtiğimiz günlerde Galatasaray ile karşılaşan ve sahadan 3-1’lik galibiyetle ayrılan Dinamo Kiev’den sonra bugün de Shaktar Donetsk takımı Fenerbahçe ile oynayacak.

Başa dönecek olursak en önemsiz şeylerin en önemlisi olan futbol; insanı kendi yok oluşundan bir süreliğine de olsa uzak tutan o büyülü meşgale savaşta ve barışta  ciddi şeyler anlatıyor, efsaneler mitler ve  hikâye alanları oluşturabiliyor. Ölüm maçı da etrafındaki belirsizlikleri koruyan hatta bir nokta da bu belirsizliklerden beslenen bir gizemli ağ örmüş durumda. Oyuncuların akıbetiyle ilgili belirsizlik ve söylentiler esasında hikayeyi bir çok açıdan besliyor.

Bugün Kiev’deki Dinamo Stadyumu’nun önündeki üç heykel artık oyuncuların anısına hizmet ediyor.


Burada ilgili iki konudan da de bahsetmek gerekir İlki dönemin önemli aktör ve futbolcularının rol aldığı Filmde II. Dünya Savaşı sırasında esir düşen bir grup müttefik askerin işgal kuvvetlerinin ellerinden kaçma planları ve propaganda amaçlı  oynadıkları maçı konu eden John Huston’un Yönettiği zafere kaçış filmidir.

İkincisi ile yine kendi tarihimizde müstesna bir yeri olan Fenerbahçe’nin işgal kuvvetlerine karşı kazandığı General Harington Kupası maçıdır. Bunlarda başka yazıların konusunu oluşturmaktadır.

[1] 25 Aralık 1914’te, Alman ve İngiliz askerleri arasındaki Noel ateşkesi ve maç.

[2] Şampiyon eve döndüğünde ne başkandan tebrik aldı ne de Beyaz Saray’a davet edildi. Her zamankine döndü: Otobüslere arka kapıdan bindi, zenciler için lokantalarda yemek yedi, zenciler için banyoları kullandı, zenciler için otellerde kaldı. Yıllarca para için koşarak geçimini sağladı. Beyzbol oyunları başlamadan önce atlara, köpeklere, arabalara veya motosikletlere karşı yarışarak kalabalığı eğlendirirdi.(Galeano-Aynalar)

[3] https://www.bbc.com/sport/football/18609772

[4] http://www.berdichev.org/the_death_match.html

[5] http://www.berdichev.org/the_death_match.html

[6] https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96l%C3%BCm_ma%C3%A7%C4%B1_(Start_vs._Flakelf)

[7] https://www.dw.com/en/death-match-in-the-shadow-of-war/a-16000159

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir